banner56

2. Abdülhamit devleti Asım’ın nesline emanet etmek istiyordu

Tarihçi-Yazar Mustafa Armağan, Sapanca Gölü’nden Karadeniz’e kanalla ulaşılması ve Marmaray’ın benzeri olan Sarayburnu ile Üsküdar arasına geçit yapılması projelerinin 2. Abdülhamit döneminde düşünüldüğünü söyledi. Günümüzdeki birçok fakülte, yüksekokul ve hastanenin 2. Abdülhamit tarafından hizmete açıldığını belirten Armağan, “O, devleti Mehmet Akif’in deyişiyle, Asım’ın nesline emanet etmek istiyordu.” dedi.

2. Abdülhamit devleti Asım’ın nesline emanet etmek istiyordu
 Bağcılar Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Kanal İstanbul ve Sultan 2. Abdülhamit” konulu konferansta konuşan Tarihçi-Yazar Armağan, 2. Abdülhamit’in bilinen ve bilinmeyen birçok yönünü hayatından örnekler sunarak anlattı.

Armağan, Sultan Abdülaziz’in öldürülmesinin ardından İttihat Terakki üyelerinin tahta mason olan 5. Murat’ı çıkarmak istediğini ancak aklını kaybedip garip hareketler yapması üzerine 2. Abdülhamit’in padişah olduğunu anlattı. Armağan, Osmanlı Devleti’ni istedikleri gibi yönetmek isteyenler güçlerin 2. Abdülhamit’e senet imzalattıklarını ifade etti.


Şemsi Paşa’nın Öldürülmesi ve Ergenekon Bağlantısı

2. Abdülhamit’in padişah olduktan sonra meşrutiyeti ve anayasayı kabul ettiğini anlatan Armağan, reformlar yapmaya başladığını ifade etti. Meclis-i Mebusan’ı askıya alan 2. Abdülhamit’in 1881’de dizginleri ele aldıktan sonra Yıldız Mahkemelerini kurarak darbecileri yargıladığını ancak suçlu bulunanların idam cezalarını affettiğini ifade etti. 7 Temmuz 1908’de Manastır’da Müşir Şemsi Paşa’nın öldürülmesi olayının önemine de vurgu yapan Armağan, Ergenekon iddianamesine göre bu olayın 100. Yılında bombaların patlatılacağı ve önemli kişilerin öldürüleceği böylece hükümetin yönetemez duruma getirileceği ifadelerine vurgu yaptı.


Müslümanların Eğitimine Önem Verdi

3,5 milyon metrekarelik toprakta 25 milyon insanın yaşadığını ve bunun 15 milyonunun Müslüman tebaadan oluştuğunu anlatan Armağan, 2. Abdülhamit’in ölüm oranını azaltmak için sağlık ve eğitim alanında önemli çalışmalar yaptığını ifade etti. Müslüman nüfusunun artması ve salgınlardan ölümün azaltılması için hastaneler yaptıran 2. Abdülhamit’in üç tane kuduz aşısı hastanesi açtığını kaydetti. Armağan, gayrimüslimlerin kendilerine ait özel okullarda eğitim aldıklarını gören 2. Abdülhamit’in devlete ait bir okulda da müfredata Arapça ve din dersini koyarak, namazı zorunlu hale getirerek mezun olan Müslüman öğrenci sayısının artmasını sağladığını belirtti. Armağan, şöyle konuştu:
“2. Abdülhamit, Osmanlının geleceğine dönük yeni okullar açtı. Ortaokul seviyesindeki Mülkiye Mektebi’ni yüksekokula dönüştürdü, Güzel Sanatlar Fakültesi ile İTÜ’nün temeli atıldı. Ziraat Bankası açıldı. Yine GATA da onun eseridir. Açtığı Aşiret Mektebi’nde Arap ve Kürt aşiretleri reislerinin çocukları okutuldu. Darülaceze, telgraf şebekesi, Şam Tıbbiyesi, Haydarpaşa Numune Hastanesi ve Tıp Fakültesi kuruldu. Çobanlığın bile diploması olması gerektiği düşünülerek bunun yanı sıra Ankara’da da Çoban Mektebi’ni açtı. İlk kez savcılık kurumunu getirdi. Tahta geçişinin 25.yılında o zamana kadar açılmış kapanmış olan Darülfünun’u açtı. Sağlık ve hukuk alanında hizmet verecek tanınmış isimler Sultan Abdülhamit’in eseri olan okullardan mezun olmuşlardır. Kazım Karabekir ve Fevzi Çakmak gibi tanınmış paşalar da bu okullarda yetişmişlerdir.”


Hilafeti Çok İyi Değerlendirdi

Sultan Abdülhamit’in Hilafet’i çok iyi değerlendirdiğini ve bu yüzden İngilizlerin bundan çok rahatsızlık duyduğunu da anlatan Armağan, “Hicaz Demiryolu emperyalizme vurulmuş darbedir” dedi. 2. Abdülhamit’in, yap-işlet-devret modelini kabul etmeyerek demiryolunu Müslüman emeği ve sermayesiyle yapmak için 30 bin altın verdiğini ayrıca İslam dünyasına bildiri yayımlayarak ‘Peygamberimizin (s.a.v) huzuruna gitmek için yapıyoruz. Destek olun’ dediğini belirten Armağan, “Demiryolu inşaatının yapımı için dünyanın her yanındaki Müslümanlardan para yağdı.” dedi. 2. Abdülhamit’in, Küba’daki iç karışıklıkla ilgili bilgi almak için heyet gönderdiğini o dönem çizilen harita ile anlatan Armağan, Ermeni meselesi ve Yahudiler’in İsrail’i kurma planlarıyla mücadele ettiğini de ifade etti. Armağan, “Yine Tayland’daki Patani bölgesinde yaşayan insanların budistlerle mücadele etmesi için de 26 kişilik heyet göndermiştir.” diye konuştu. 2. Abdülhamit’in yaptırdığı Etfal Hastanesi’nin önündeki caminin minaresine saat ve meteoroloji aletleri koydurmasına dikkat çeken Armağan, “O, zamana hakim olacağız, bilimi alacağız ve İslami kimliğimizi asla unutmayacağız.” mesajı vermiştir. Ancak, Cumhuriyet döneminde bilim ve dinin sentez yapılarak ilerleme düşüncesi bir kenara atılmıştır.” dedi. İzmir’in meşhur saat kulesini de O’nun yaptırdığını kaydeden Armağan, üzerindeki tuğranın ve devlet armasının 1940’lı yıllarda koparıldığını söyledi. 2. Abdülhamit döneminde Sapanca gölünden Karadeniz’e kanalla ulaşılması projelerinin düşünüldüğünü de anlatan Armağan, hayata geçirilen Marmaray’ın benzeri olan Sarayburnu ile Üsküdar arasına inşa edilmesi düşünülen geçit projesini de o dönem hazırlanan çizimlerle anlattı.



2. Abdülhamit’in tahttan indirilmesinin ardından Osmanlı Devleti’nin savaşa sürüklendiğini ifade eden Armağan sözlerini şöyle tamamladı: “Kendisini tahttan indirenlere ‘benden sonra 10 yıl bu ülkeyi idare edin 100 yıl idare etmiş olacaksınız’ diyor. Ancak 10 yıl bile sürmüyor 9,5 yıl sonra Mondros Mütarekesi ile ülkemiz işgal ediliyor.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17

banner15

banner11