Ankara Barosu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) "youtube.com" adlı video platformuna erişimin engellenmesine dair kararının iptali ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi talebiyle Ankara İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Youtube erişimin
daha önce mahkeme kararı 4 kez engellendiğinin ve dünyada büyük tepkiye neden olduğunun anımsatıldığı dilekçede, "Youtube'un büyük bir sosyal etkisi bulunmaktadır. Birçok kullanıcının internette ün kazanmasına, başarılı müzisyenlerin yetişmesine olanak vermiştir, güncel ve uluslararası buluşmalar düzenlenmesine aracılık etmiştir. Youtube'a günlük yaklaşık 65 bin adet yeni video klip eklenmekte ve 100 milyona yakın klip izlenmektedir. Çok yönlü olan bu resmi blogun kapatılması, birçok açıdan insanların müziğe, eğlenceye, çocuklar için eğitici-öğretici oyunlara, çizgi filmlere, bu ve benzeri yararlı birçok paylaşıma ket vurmaktadır" denildi.
-TİB'İN ULUSAL GÜVENLİK İDDİASIYLA ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE KARAR VERME YETKİSİ YOK-
TİB'in hangi hallerde erişime engelleme kararı vereceğinin 5651sayılı Kanunla sınırlandırıldığının anımsatıldığı dilekçede, TİB'in çocukların cinsel istismarı, müstehcenlik, fuhuş suçlarını oluşturan yayınlara ilişkin olarak erişimin engellenmesi kararını re'sen verebileceğinin hükme bağlandığı anlatıldı. Erişimin engellenmesi konusunda TİB'in kanunda belirtilen haller dışında re'sen karar veremeyeceğinin belirtildiği dilekçede, "TİB Başkanı tarafından alınan erişimin engellenmesine ilişkin karar, sadece kanunda belirtilen özel hayatın gizliliğinin ihlali halinde verilebilir. Bu halde bile özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği iddia edilen yayın, münferit bir olay için, özel kişilerin başvurusu halinde münhasıran sadece o kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak içeriğe erişimin engellenmesi şeklinde olabilir" denildi. Youtube'nin erişime kapatılmasının Anayasa'nın ölçülülük ilkesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunun belirtildiği dilekçede, TİB'in ulusal güvenlik iddiasıyla erişimin engellenmesine karar verme yetkisinin bulunmadığını savunuldu. Herkesin dileği kişi ile haberleşebileceğinin, haberleşme olanağının engellenmesinin hakka müdahale olduğunun ifade edildiği dilekçede, "İfade özgürlüğü anayasal demokrasilerin temel taşlarından biridir. Çünkü, ifade özgürlüğü toplumda kanaat-oluşumunun ve kamusal tartışmanın varlığını mümkün kılar, bu demokratik amaçların gerçekleşmesi bakımından vazgeçilmezdir" denildi.
-TÜRKİYE, BASKICI REJİMLERE SAHİP ÜLKELERDE GÖRÜLEN UYGULAMAYA TANIKLIK ETMEKTE-
İletişim toplumunda kitle iletişim araçlarının bilgi edinme özgürlüğü açısından en etkili araçları bünyesinde topladığının kabul edilmesi gerektiğinin ifade edildiği dilekçede, "Topyekûn internet yasağı anlamına gelen bu idari kararla Türkiye, dünyada youtube'u yasaklayan Suudi Arabistan, Çin, İran, Tayland, Suriye gibi demokrasiyi sindirememiş, baskıcı rejimlere sahip ülkelerde görülen bir uygulamaya tanıklık etmektedir" denildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına atıfta bulunulan dilekçede, TİB'in kararının yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi istendi. 
