Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı, ailelerinden haber alamayan ve günlerdir Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde nöbet tutan Doğu Türkistanlı ailelere destek gerçekleştirerek basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

İŞTE O AÇIKLAMA

Kıymetli Arkadaşlar…

Doğu Türkistan’da yaşanan insanlık dramı, bugün yeryüzünde Ortaçağ karanlığını andıran, soykırımı hatırlatan, sistemli ve gayri insani bir yok etme operasyonudur.

Adeta, bir dini, dili, kültürü tamamen silip yok etmeye yönelik atılan adımlar tüm dünyanın gözleri önünde sergilenmektedir.

Sarıyer Haber Gazetesi / Nurettin KOÇ

II. Dünya Savaşı sırasında gördüğümüz sözüm ona “eğitim kampları”nda milyonlarca Müslüman Uygur’un tutsak olması ve sistematik bir asimilasyona maruz kalması bizi derinden yaralamaktadır. Nayman Ana’nın mankurtlaştırılan oğlunu gördüğünde ettiği feryadı hatırlatmak istiyorum; “Bir insanın elinden malı-mülkü, bütün zenginliği hatta hayatı bile alınabilir, ama insanın hafızasını almak gibi bir cinayet işlenir mi?”

Sistematik bir şekilde devlet eliyle bölgenin demografik yapısı Çin lehine değiştirilmeye çalışılsa da asıl mesele sadece nüfus olmayıp aynı zamanda Müslüman Uygur halkının gelenekleri, görenekleri, dinleri ve kültürleridir.

Bugün bir insanın değil koca bir milletin hafızası elinden alınmak, silinmek isteniyor böyle bir cinayete rıza gösterilebilir mi? Ne yazık ki Çin’in bu insanlık dışı uygulaması pervasızca devam ederken daha da üzücü olan ise dünyanın bu zulümler karşısında sessiz kalmasıdır. Ama bundan daha üzücü bir husus daha var ki o da; İslam Dünyasının bu zulümlere sessiz kalmasıdır. Biz inanıyoruz ki, Doğu’da bir Müslümanın ayağına diken batsa Batı’daki Müslümanlar bundan sorumludur. Bugün gelin görün ki bir değil milyonlarca Doğu Türkistanlı’nın ayaklarına batan Çin dikeni karşısında bir sessizlik hakimdir.

Uygur halkına uygulanan baskılara karşın Müslüman ülkelerin Çin’in bu tür uygulamalarda kendince haklı olduğunu ve içişlerine karışılmaması gerektiğini belirten açıklama yapmaları, Çin’in yanlışta ısrar etmesine destek anlamını taşımaktadır. Ülkemizin Çin’de zulme uğrayan Uygur Türkleri ile ilgili herhangi bir girişimde bulunmaması ise oldukça üzücü ve düşündürücüdür.

Bu noktada en ciddi sorumluluğu alması gereken ve yaşanan bu sürece müdahale etmesi elzem olan Türkiye maalesef üç maymunu oynamaktadır. Üstüne üstlük Çin ile yapılan “suçluların iadesi anlaşması” da bizi derinden endişelendirmektedir. Açıkça ifade ediyoruz ki; bir tek Doğu Türkistanlı kardeşimiz Çin’e iade edilir ve zulüm görürse bunun vebali bu kararı alanların tamamına yeter de artar bile.

Bizim önerilerimiz konu ile ilgili;

İslam Teşkilatı Örgütü harekete geçirilmeli, D8 aktif bir hale getirilmeli…

Etkili bir diplomasi ile Çin’in geri adım atması sağlanmalıdır.

Türkiye’de yaşayan ve Çin’e gönderildikleri takdirde akıbetlerinin ne olacağı belli olmayan Doğu Türkistanlılara vatandaşlık veya ikamet noktasında gerekli destek verilmelidir.

Bugün burada toplanan ve Doğu Türkistan’daki ailelerinden gelecek bir haberi bekleyen kardeşlerimizin bu beklentisi için de adımlar atılmasını talep ediyoruz. Çin hükümetine çağrıda bulunmak istiyoruz; Doğu Türkistan’da ailesi bulunan kardeşlerimizin haklı taleplerine bir an önce cevap verin!

Sarıyer Haber Gazetesi