banner56

“Başbakan Davudoğlu Genelkurmay’da Şükür Namazı Kıldı”

AK Parti 23.Dönem Milletvekili ve 28 Şubat mağdurlarının avukatlığını yapan Hüsnü Tuna, sürecin yaşanmasında İsrail’in rolü olduğunu belirterek, “1996’nın sonlarında MOSSAD ile Orgeneral Çevik Bir’in Genelkurmay Başkanlığı’nda yaptığı konuşmalar var.” dedi.

“Başbakan Davudoğlu Genelkurmay’da Şükür Namazı Kıldı”
Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya ise Süleyman Şah’ın naşının nakli sonrasında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Genelkurmay Karargahı’nda şükür namazı kıldığını söyledi.

Bağcılar Times Haber Merkezi

28 Şubat 1997 yılında yapılan MGK toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan irticaya karşı, ordu ve bürokrasi merkezli bir darbe olarak bilinen “Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve 28 Şubat Süreci”, düzenlenen panelde masaya yatırıldı.

Bağcılar Belediyesi tarafından Halk Sarayı’nda düzenlenen panelin moderatörlüğünü gazeteci-Yazar Ekrem Kızıltaş yaptı.

“28 ŞUBAT PSİKOLOJİK HAREKATTI”

Gençlerin, 1997 yılındaki 28 Şubat sürecini çok iyi bilmediğini belirterek konuşmasına başlayan AK Parti 23.Dönem Milletvekili Hüsnü Tuna bu sürecin 1946’lı yıllara kadar uzandığını belirtti. 1920’lerden itibaren hakim olan zihniyetin çok partili sürece geçilmesiyle zayıfladığını kaydeden Tuna, NATO tarafından eğitilen çevrelerin suikastler düzenlediğini, istikrarı bozduğunu belirterek, 60 darbesine, 71 muhtırasına ve 12 Eylül 1980 ihtilaline yol açıldığını söyledi. Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı’nın ANAP-Refah Partisi koalisyonunun kurulmasını Mesut Yılmaz ile konuşarak engellediğini anlatan Tuna, şöyle konuştu: “Darbenin gerçekleşmesinde İsrail’in rolü vardır. Çünkü 1996’nın sonlarında MOSSAD ile Orgeneral Çevik Bir’in Genelkurmay Başkanlığı’nda yaptığı konuşmalar var. Refah Partisi’nin iktidardan uzaklaştırılması ile ilgili ne yapılması gerektiğini konuştular. ABD’de Yahudi kongre üyeleriyle, AB’den gelen yetkililerle aynı konuyu konuştular.”

Kanal 7’de Tapınak Şövalyelerinin yaptığı bir ayinin gösterilmesinin o çevreleri kızdırdığını anlatan Tuna, Masonların bunun üzerine Fransız Mason Konseyi’ne talimat vererek harekete geçtiklerini belirtti. 90’lı yıllarda işlenen cinayetlerde bir DYP’li milletvekilinin rolünün de olduğunu anlatan Tuna, “Erbakan Hocamız, dirayetli durdu.” dedi.

MİSAK-I MİLLİ SINIRLARI HAPİSHANEYE ÇEVRİLDİ


28 Şubat’ın psikolojik bir harekat olduğunu da vurgulayan Tuna, “Bu darbe ile Misak-ı Milli sınırlarındaki topraklar cezaevine çevrildi. Bugün de senaryo yazıyorlar. Şirket kuruyorlar, oyuncular buluyorlar uyguluyorlar. Travesti Sisi diyor ki, ‘Ali ve Emire Kalkancı, Fadime Şahin, Müslüm Gündüz’ü ben buldum. Ekranlara çıkardım. RP’nin oyu yüzde 30’un üstüne çıkmıştı. İtibarsızlaştırma çalışması yapılmalıydı.’ Bakınız, gazeteci Tuncay Özkan da bu senaryoyu yazanlardan birisidir. Bu darbe uygulanmıştır. Bu süreci unutamayız.” diye konuştu.

ERBAKAN İSRAİL’İN NASIRINA BASTIĞI İÇİN DARBE YAPILDI

Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya da, cuntacıların, 12 Eylül 1980 ihtilalini yapmak için şartların olgunlaşmasını beklediklerini ifade ederek, o dönemlerde aynı silahla hem solcuların hem de ülkücülerin öldürüldüğünü anlattı. Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü: “11 Eylül’e kadar akan kan 12 Eylül sabahı bıçak gibi kesildi.28 Şubat darbesi 1997’de değil, 28 Aralık 1996’da başladı. Müslüm Gündüz ve Fatma Şahin ilişkisi ortaya çıktı. Kadın, ‘istismar edildim’ diyerek ağladı. Gündüz o tarihlerde mahkeme kararıyla aranıyordu. Polisin o evde Gündüz’ü alması gerekiyordu. Ancak, ikisini yarı çıplak vaziyette yakalaması gerekiyordu. Saat 11.00’de yapılması planlanan operasyon iki TV kanalı muhabiri ve kameramanının geç kalması sebebiyle 15.00’e ertelenmişti!..”
28 Şubat’ın arkasında İsrail’in olduğunun altını çizen Karakaya, dönemin Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Karadayı’nın, 22 Şubat’ta gittiği İsrail’de, yetkililere ‘Türkiye’nin ve İsrail’in ilişkilerini siyasi ve askeri olarak devam ettirelim’, dediğini de belirterek, “O, ülkeye döndükten sonra dayatmalar başladı. Kur’an kursları, imam hatip okulları kapatılacak, başörtüsü yasaklanacak, katsayı zulmü başlayacaktı. Merhum Erbakan bu kararları imzalamamak için büyük direniş gösterdi.” şeklinde konuştu.

BAŞBAKANIMIZ GENELKURMAY’DA ŞÜKÜR NAMAZI KILDI

Karakaya, Orgeneral Çevik Bir’in Middle East adlı bir dergiye yazdığı yazısında postmodern darbenin İsrail ile dostluk için yapıldığını itiraf ettiğini de belirterek, “O yazıda, Erbakan Hoca’nın Başbakan olmasıyla İsrail menfaatinin tehlikeye girdiği anlatılıyor.” diye konuştu. 28 Şubat sürecindc Genelkurmay’ın ışıklarının sabaha kadar kasıtlı olarak yandığını aktaran Karakaya, 18 yıl sonra 22 şubat 2015 gecesi Genelkurmay’ın ışıkları sabahlara kadar yine yandı. Bu defa darbe için değil, Türkiye’nin hayrı için. Başbakanımız, o günün ihtilal planlarının yapıldığı Genelkurmay Karargahı’nda Süleyman Şah’ın naaşının nakli sonrasında şükür namazı kıldı.” dedi.
Panelin sonunda Kızıltaş, “Erbakan Hoca, tüm engellemelere rağmen yolunda yürüdü. Hiç ümitsizliğe kapılmadı. ‘Bundan sonra ne yapmalıyız’ inancıyla davrandı.” dedi. Kızıltaş’ın, gazeteci-yazar Ahmet Taşgetiren’in kaleme aldığı “Savunan Adam” adlı Erbakan’ı anlattığı köşe yazısını okuması salondakileri duygulandırdı.

Kaynak:İstanbul Times Haber Ajansı(İTHA)
 

Güncelleme Tarihi: 28 Şubat 2015, 12:03

Sarıyer Haber Gazetesi

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner17

banner15

banner11